Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.
Tarih

Moskova’nın Eli ve Cenevre Çıkmazı

Yazan: İzida Chania

Moskova’nın Eli ve Cenevre Çıkmazı

Cenevre Çıkmazı

Moskova’nın Eli

Moskova'nın Eli ve Cenevre Çıkmazı

30 Eylül günü Abhazya, 1992-93 Gürcü-Abhaz savaşındaki 30. Zafer Günü’nü kutladı. 1993 yılında Abhazya Silahlı Kuvvetleri, Gürcü birliklerini başarılı bir şekilde geri püskürtmüş ve İngur Nehri boyunca Abhazya-Gürcistan sınırına kadar olan ülke toprakları üzerinde kontrol sağlamıştı. Bu gün için verilen tepkiler Abhaz-Gürcü taraflarında ki farklılığı ve ayrılığı göstermektedir: bazıları bir kaybı yaşarken, diğerleri bağımsızlık için zafer arayışını kutlamaktadır.

Yine de, çatışmadan otuz yıl sonra, Gürcistan’ın etkisi altındaki birçok ülke bu olayları Rus ordusunun bir zaferi olarak algılamaktadır. Gürcü anlatıları genellikle askeri güçlerinin yenilgisinin nedenini Rusya’nın Abhazya’ya yardım etmesinden kaynaklandığı argümanına dayandırır ve bu süreçte de Batılı müttefiklerinin sempatisini kazanmayı hedefler.

Zafer Günü arifesinde sosyal medyada tansiyon yüksekti. Online platformlar ideolojik savaş alanlarına dönüştü. Tartışmalar, başlıca olarak “Moskova’nın eli” üzerine yoğunlaşarak, Gürcistan’ın, yenilgilerinde Rusya’nın belirleyici olduğu iddiası üzerine odaklandı. Birçok dış gözlemci de buna eğilimdeydi.

Bu iddianın temeli yoktur ve ben de bu konunun derinlerine inmek yerine, bu anlatıya meydan okuyan önemli olayların altını çizeceğim. Gerçeği propagandadan ayırmak ve daha ince ayrıntıları anlamak isteyenler için internet zengin bir bilgi hazinesi sunuyor…

Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Rus ordusu Gürcistan’dan çekildi ve cephaneliğini Gürcü savunma birimlerine devretti. Bu noktada Gürcistan, Güney Osetya ile savaş halindeydi.

  • Osetya Gürcistan’a Silah Transferini Protesto Ediyor
Cenevre Çıkmazı
FBIS Raporu/Çeviri – 30 Mayıs 1992
  • Gürcistan Başbakanı Tengiz Sigua transferi doğruladı
FBIS Raporu/Çeviri – 30 Mayıs 1992

24 Haziran’da, Gürcistan’ın saldırgan hamlesinden yaklaşık altı hafta önce [Boris] Yeltsin ve Şevardnadze Dagomys’te bir araya geldi. Bu toplantı sırasında Şevardnadze, Yeltsin’den Abhazya’da konuşlu Rus birliklerinin Gürcistan’ın Abhazya’da “anayasal düzeni yeniden tesis etme” çabalarına müdahale etmekten kaçınacağına dair güvence aldı.

Başlangıçtaki hızlı işgal stratejisi başarılı olamadı. Sonuç olarak, [Gia] Karkaraşvili sık sık Gürcistan ve Moskova arasında gidip gelerek işgalin uzatılmasını istedi. Yeltsin buna rıza gösterdi.

Moskova'nın Eli
General Gia Karkaraşvili (en solda), Rus General Sergei Şoygu ve yanında Gürcü General Geno Adamia (1993).

Yeltsin 3 Eylül’de Şevardnadze ve Ardzınba arasındaki görüşmelere aracılık ederek Abhaz liderine Moskova anlaşmasının olumsuz şartlarını kabul etmesi için baskı yaptı. Bu anlaşma Kafkasya Halkları Konfederasyonu’ndan gönüllülerin Abhazya’dan çıkmasını ve karşılığında Gürcistan’ın askeri varlığını azaltmasını öngörüyordu. Ancak Gürcistan verdiği sözleri tutmadı. Çatışmalar devam etti ve Konfederasyon’dan gönüllü gruplar Abhazya’ya geri döndüler. Anlaşmanın garantörü olmasına rağmen Yeltsin, Gürcistan’ın taahhütlerini yerine getirmesini sağlamak için hiçbir girişimde bulunmadı.

Savaş boyunca Rus elçiler [Andrei] Kozirev ve [Boris] Pastukov, Abhazya’yı teslim olmaya ve Gürcistan’a katılmaya ikna etmeye çalıştılar.

27 Eylül’e gelindiğinde Suhum, Gürcü işgal güçlerinden geri alınmıştı. Bir gün sonra Yeltsin’in talimatıyla Şevardnadze’yi Suhum’dan çıkarma görevi yerine getirildi. Abhazya’ya bir hızlı çıkarma gemisi gönderildi ve onun koruması altında bir Rus uçağı Şevardnadze ile birlikte Suhum havaalanından ayrıldı.

Rusya, 1993’teki zafere misilleme olarak Abhazya’ya ekonomik abluka uyguladı ve Rus sınırını kapattı. (1994 yılında başlayan yaptırımlara göre, 16 ila 65 yaş arasındaki hiçbir Abhaz erkeği Psou Nehri boyunca uzanan Rus-Abhaz sınırını yasal olarak geçemezdi. Bu abluka döneminde hiçbir tıbbi kurumun onsuz çalışamayacağı sıradan antibiyotiklerin girişine bile izin verilmiyordu. — ÇN)

13 Eylül 1994’te Rus barışı koruma tugayının komutanı General [Grigory] Kondratiev, birliklerini Abhazya-Gürcistan sınırından çekerek görevi Gürcü yüklenicilere devretti. “Gürcü mültecilerin geri dönüşünü” engelleyen herhangi bir Abhaz’a ateş açma niyetini beyan etti.

Cenevre Çıkmazı

Moskova’nın Eli

Moskova'nın Eli ve Cenevre Çıkmazı
Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin ve Gürcistan Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze, Rusya-Gürcistan Dostluk, İyi Komşuluk ve İşbirliği Anlaşması’nı imzaladıktan sonra. Arkada Andrei Kozyrev ve Jaba Ioseliani. (3 Şubat 1994).

2008 yılına kadar, “Moskova’nın eli” sürekli olarak Gürcistan toprak iddiasını destekledi.

Ancak Rusya’nın Abhazya’yı tanımasının ardından dinamikler derinden değişti.

Bu argümanların, Rus liderliğinin Gürcistan-Şevardnadze’nin yanında olduğunu, ve onu hem savaşın başında hem de sonunda ve ardından da 15 yıl boyunca mümkün olan her şekilde desteklediğini anlamak için yeterli olduğunu düşünüyorum.

Reddedilemez bir başka argüman ise rakamlar. Ancak ölüleri ve kayıpları sayarak kesinlikle bariz olan şeyleri kanıtlamak istemiyorum. Bu tür argümanlara ihtiyaç duyanlar Suhum’un Özgürlük Meydanı’nda Ölümsüzler Alayı adı ile yapılan Zafer Geçidi‘nin görüntülerini izleyebilir ya da savaş kurbanlarına ilişkin resmi verileri analiz edebilirler. Bunu özellikle de meşhur “Dagomys danışıklı dövüşü” ve diğer pek çok tarihi gerçek karşısında bile hayretler içinde kalan Gürcü gençlerine tavsiye ediyorum.

Cenevre Çıkmazı

Moskova’nın Eli

Moskova'nın Eli ve Cenevre Çıkmazı
Suhum’da düzenlenen ‘Ölümsüzler Alayı’ etkinliği ile Abhazya halkının Kurtuluş Savaşı’nın (1992-93) 30. Zafer yıldönümü anıldı. Katılımcılar şehit düşen yakınlarının portrelerini taşıdılar. 1992-93 Gürcü-Abhaz savaşı sırasında Abhazlar toplam nüfuslarının %4’ünü kaybetti; her Abhaz ailesi en az bir üyesini kaybetti. Bu rakam ABD’nin nüfusuna oranla 12 milyon kişi etmektedir.

Bu oldukça önemli, çünkü bir kuşak değişimi söz konusu ve siyasi strateji uzmanları tarafından yaratılan anlatılar, kendi hayatlarını yaşamaya devam ederek savaş nedir bilmeyen yeni neslin dünya görüşünü derinden etkiliyor.

“Savaş sırasında insan hakları ve insani yardım konularında çalıştım ve rahatlıkla söyleyebilirim ki ölen Abhazların ve birlikte çalışmak zorunda kaldığım esirlerin yüzde 90’ı etnik Abhazlardı. Yani Abhazlar savaştılar, kanlarını döktüler ve tabii ki Abhazların savaşmadığını söylemek çok saçma.” Paata Zakareşvili (Otuz Yıllık Mücadele: Gürcistan ve Abhazya’nın Diyalog için Kaybettiği Fırsatlar)

Ne yazık ki, hem Gürcistan’ın hem de Abhazya’nın mevcut liderleri sadece kişisel iktidarlarını koruma sorunuyla meşguller ve kendilerini “tarihi ipek yolu” üzerinde bulan küçük ülkelerimizin geleceğiyle ilgilenmiyorlar.  Bu durum, müzakere sürecinin neredeyse durmuş olmasıyla kanıtlanmaktadır. Ahlaki açıdan eskimiş tek “müzakere” formatı olan Cenevre Görüşmeleri’nin ise artık yeniden yapılandırılmaya ihtiyacı vardı. Tarafların eylemlerini titizlikle müttefikleriyle uyumlu hale getirdikleri ve birbirini tekrar eden 58 turun ardından, ana vurgu ne yazık ki çatışmanın çözümünden çok insani kaygıların ele alınmasına kaymıştır.

İki ülkenin mevcut liderliğinin, arabulucuların katılımı olsun ya da olmasın, Gürcistan ve Abhazya’nın resmi temsilcileri arasında doğrudan diyalog yoluyla çözüm için kendi seçeneklerini önerme ve varolan gülünç senaryodan uzaklaşma konusunda hem istek hem de iradeden yoksun olduğunu kabul etmek gerekir. Bununla birlikte, Abhazya ve Gürcistan’ın büyük güçler arasındaki müzakereler için sadece bir fon görevi gördüğü onlarca yıllık format, özellikle mevcut küresel bağlam göz önüne alındığında, hiçte umut verici görünmüyor.

Bu makale ilk olarak Ekho Kavkaza tarafından Rusça, sonrada AbkhazWorld tarafından İngilizce olarak yayınlanmış ve Türkçe’ye İngilizce’den çevrilmiştir.

Cenevre Çıkmazı

Moskova’nın Eli

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu