Levent Belin Atrışba. 1968 Hendek Karadere doğumlu. 1990 Polis Akademisi, 1997 Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı, 2002 CUNY John Jay College of Criminal Justice mezunu. 2009 yılına kadar Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde İstanbul, Ankara, Hakkari ve Tekirdağ emniyet müdürlükleri ile Asayiş Dairesi Başkanlığında görev yaptı. 2004 – 2005 yılları arasında Liberya’da, 2007 – 2009 yılları arasında Kosova’da Birleşmiş Milletler barışı koruma misyonlarında görev aldı. 2009 yılında emekli olarak özel sektöre geçti. Nestle, General Electric ve Vodafone’un kurumsal güvenlik yapılarını yönetti. 2020 yılından bu yana Fransız ulaşım şirketi Alstom’un ülke güvenlik ve İSG yöneticisi olarak çalışıyor.
Öncelikle merhaba Levent Bey, bu görüşmeyi kabul ettiğiniz için teşekkürler.
Ben teşekkür ederim Abhaz İş İnsanları adına bana bu oluşumu anlatma fırsatı sağladığınız için. Alıntıladığınız biyografide özetle ifade edildiği gibi bir Abhaz köyünde doğdum. 14 yaşındayken okumak için doğduğum ve yaşadığım çevreden uzun süreli olarak uzaklaştım. 27 yıl süren eğitim ve memuriyet hayatımdan sonra emekli olarak İstanbul’a yerleştim ve özel sektörde çalışmaya başladım.
Ortaokulu Hendek’te tamamladım. 14 yaşıma kadar Hendek’te yaşadım. Yaz aylarını köyüm Karadere’de büyük ailemle birlikte geçirirdim. Köyde dedem, babannem (hesiya), dedemin üç kızkardeşi, annem, babam ve ve iki kardeşimle birlikte kalabalık bir aileydik yaz aylarında. Hemen yan tarafımızda dedemin yeğeniSami amca, cicannem ve 6 kuzenim vardı. Aynı bahçede büyüdük. Fındık tarlalarımız vardı. Her köyde olduğu gibi sütümüzü, peynirimizi, yumurtamızı, sebzemizi, meyvemizi, mısırımızı, buğdayımızı kısacası ihtiyaç duyduğumuz çoğu şeyi kendimiz üretiyorduk. Zaman zaman yaz aylarının bir bölümünde annemin (agrıpha) köyü olan Düzce Beyköy’e giderdim. Çok güzel bir çocukluk geçirdim. Karadere benim için sadece en mutlu olduğum yer değil aynı zamanda kendimi ait hissettiğim tek yer. 5 yıl önce erkek kardeşim Bülent de, ben de köye birer ev yapma şansı bulduk. Kardeşlerim Bülent ve Dilek’in çocukları da köye bayılıyor. Bu çok sevindirici benim açımdan. Pandemi sonrasında artık iş yaşamında ciddi bir yer edinen uzaktan çalışma uygulaması sayesinde yarı zamanlı olarak Karadere’de yaşıyorum.
Asimilasyon konusunda ne çocukluğumda ne sonrasında bariz bir etkiye maruz kaldığımı hatırlamıyorum. Kimliğimi, kültürümü hiç saklamadım. Bugüne kadar kökenim üzerinden hiç bir ayrımcılığa maruz kalmadım. Ama çocukken köyde dedemin babama “Bu çocuklarla Abazaca konuşun. Türkçe öğrenemezler diye mi korkuyorsunuz” diye söylendiğini hatırlıyorum. Kendisi de bizimle hep Abazaca konuşurdu. İyi ki öyle yapmış. Abhaz kimliğimle büyük gurur duyuyorum.
Benim çocukluğumda yatılı okullar eğitim hayatının en büyük gerçeklerinden biriydi. Ben de bu gerçekten nasibimi aldım ve 14 yaşındayken Polis Koleji’ne girdim. 18 yaşımda Polis Akademisi’ne geçtiğimde, maaş almaya başlamış bir öğrenci polis memuru olarak artık zengin bir taşralıydım. Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili Edebiyatı bölümü biraz memuriyet hayatımı ne kadar süreyle sürdürebileceğimden emin olamadığım, biraz da kesinlikle sivil bir üniversitede de okumak istediğim için tercih ettiğim bir çıkış yolu oldu. Edebiyat her zaman ilgi duyduğum bir alandı.
John Jay College’da okuma fırsatı başbakanlığın açtığı bir yüksek lisans bursuyla çaldı kapımı. TOEFL sınavına girdim, kazandım ve gittim. Hayatımın dönüm noktalarından biridir. Artık yeni dünyadaydım. Birleşmiş milletlerdeki görevlerim de BM sınav komisyonlarının farklı coğrafyalardaki barışı koruma misyonları için açtığı kadrolar ve yaptığı sınavlar üzerinden gelişen bir fırsat oldu benim için. Liberya ve Kosova’da bulundum. Her ikisi de büyük yaşam deneyimleriydi.
Bu eğitim ve kariyer çizgisi artık sivil ve stabil bir yaşama geçmek isteğiyle emeklilik kararı aldığımda özel sektörde, Türkiye’deki uluslararası şirketlerin kurumsal güvenlik yapılarında, kendime bir yer edinmemi sağladı. 13 yıldır farklı şirketlerde bu görevi sürdürüyorum.
Sanıyorum bir insanın gelişimine katkı sağlayan en önemli faktörlerden biri başka ülkeler görmek. Yurtdışında okuduğum ve çalıştığım yılların kendimde gözlemlediğim en önemli etkisi sık aralıklarla farklı ülkelere seyahat etme isteği oldu. Kendimi bu istektenalıkoyamıyorum. İnsan üzerinde yaşadığı dünyayı tanıdıkça şaşkınlığı artıyor. Bu şaşkınlık zamanla meraka evriliyor ve merak galiba gelişimin ana çıkış noktası. Bulunduğunuz her yer, tanıdığınız her insan, karıştığınız her kültür ayrı bir deneyim. Bu deneyimin sıklığı ve çokluğu gelişiminizi doğrudan etkileyen bir kaç ana faktörden biri. Bütün deneyimlerimden sonra bugün bilediaspora kavramı benim için hala biraz karmaşık. Birbuçuk asrı aşkın bir süredir üzerinde yaşadığınız ve diaspora olarak tanımladığınız bu topraklar bir kaç yıllığına başka bir ülkeye gittiğinizde sizin için sılaya dönüşüyor. Türkiyede olmadığınız için kendinizi gurbette hissediyorsunuz. Geriye dönük olarak 3 nesil aile bireylerimizin gömülü olduğu toprakları diaspora olarak tanımlamakta zorlanıyorum. Bu nedenle ben Abhazya’yı atavatan, Türkiyeyi anavatan olarak tanımlıyorum. Daha duygusal boyutlara indiğimde diaspora kavramı benim için daha da karmaşık bir hal alıyor. Duygusal anlamda, Karadere’de olmadığım zaman diasporadayım.
Mevcut koşullarda gençlerimizin bir çok sebeple yurtdışında yaşama isteklerini anlıyorum, bu isteklerindeçok haklılar ama gurbete çıkmış bir diaspora mensubu olmak çok kolay olmayabilir. Yine de gençlerimizin yeni koşullara uyum gösterme yeteneklerine güveniyorum, gittikleri her yerde Abhaz kültürünün iyi birer elçisi olacaklarından şüphem yok.
2007 ve 2012’de gittim. Pandemi üçüncü gidişimi biraz erteledi. Hem Türkiye’den hem Batum’dan savaş döneminde Abhazya’ya giden, savaştan sonra oraya yerleşen kuzenlerim var. Sürekli olarak iletişim halindeyiz. Abhazya gördüğüm ülkeler arasındaki en güzel yer. Tekrar gitmek için sabırsızlanıyorum.
Kesin olan bir şey var. 2007’deki ilk gidişimde Soçi sınır kapısında Abhazya levhasını gördüğüm an hissettiklerimi nasıl ifade edebileceğimi o gün de bilmiyordum, aradan 15 yıl geçtikten sonra bugün de bilmiyorum. Ne öncesinde, ne sonrasında böyle bir duygu yoğunluğu yaşamadım. Abhaz insanının son derece üstün insani nitelikleri olduğu tartışma götürmez ama her anlamda bağımsız bir ülke için yeterince çaba sarfettiğimizden emin değilim. İkinci gidişimde “geçen beş yılda bu güzel ülkenin daha fazla gelişmiş olması gerekirdi” dedim kendi kendime. Daha güzel bir Abhazya için yeterince çalışmadığımızı düşünüyorum. Çok çalışmayan, ekonomik anlamda kendi ayakları üzerinde duramayan halkların tam bağımsız bir ülkeye sahip olmaları olası değil. Başka savaş sonrası ülkeler de gördüm ama Abhazya’nın normale dönmesi sanırım biraz uzun sürdü, uzun sürecek.
Abhaz iş insanları derneği, web sayfamızda da yer alan 22 gönüllü Abhaz iş insanının ait oldukları, içinden geldikleri Abhaz toplumuna katkı sunma isteklerinin somutlaşmış halidir. İçinde yetiştiğimiz, parçası olmakla büyük gurur duyduğumuz ve bireysel anlamda bugün geldiğimiz noktada en büyük pay sahibi olduğunu düşündüğümüz Abhaz kültürü ve Abhaz toplumu için neler yapabiliriz samimi duygusuyla hayata geçirilmiş bir oluşumuz. Çıkış noktası olarak değerlerimize borçlu olduğumuz düşüncesinden hareketle oluştu bu birliktelik.
Değerli iş insanlarımızın deneyim ve birikimlerinden yararlanarak pek çok farklı alanda işbirliği platformları geliştirmek, gençlerimize eğitim ve kariyer fırsatları yaratmak, Abhaz diasporasının toplumsal kalkınmasına destek sunmak, dil, tarih, kültür, sanat alanlarında kaynak gösterilebilecek projeler üretmek, bu çalışmaları hayata geçirebilmesi için kaynak yaratmaya yönelik projeler geliştirmek ve her şartta yardımlaşmak, dayanışmak amaçlarıyla çıktık yola.
Abhaz iş insanları derneği kurucular kurulu önemli ölçüde birbirini iş dünyasından tanıyan Abhazlardan oluşuyor. Çok doğal olarak bu kurucu üyeler arasında birbiriyle akraba olanlar da var. Doğal olarak diyorum çünkü bir kaç kuşak geriye gittiğinizde çevrenizdeki tüm Abhazlarla bir akrabalık yakalama olasılığınız çok yüksek. Kurucu üyeler arasında iş insanlarının yanısıra sanatçı, tasarımcı, akademisyen üyeler de var. Çalışma gruplarına baktığınızda araştırmacılar, yazarlar, çevirmenler, STK yöneticileri ve başka bir çok alanda yetkin insanlar göreceksiniz. Benim bu oluşuma dahil olduktan sonra gözlemlediğim kadarıyla, yönetim kurulu yapısı derneğin kuruluş aşamasına katkı sağlayabileceği düşünülen kişilere kurucular kurulu üyeleri tarafından yapılan davete olumlu dönüş yapan isimlerden oluşturuldu. Çalışma gruplarında yer alan arkadaşlarımız da üye iletişim platformalarımızda yaptığımız anketler üzerinden, bize hangi alanda çalışmak istedikleri konusunda tercih bildirenler arasından ve yönetim kurulu üyelerimizin önerdiği isimlerden oluşturuldu. Söylediğiniz gibi çalışma arkadaşlarımızın tamamı çok değerli insanlarımızdan oluşuyor. Bununla birlikte, dışarıda da çok yüksek potansiyelli bir insan kaynağı rezervimiz olduğunun bilincindeyiz. Bu potansiyeli harekete geçirmek için daha fazla beklememeliyiz.
Tüm diğer diaspora örgütlerimiz gibi bizim de önceliğimiz toplumsal fayda yaratmak. Bu anlamda bizden önceki oluşumlardan hiç bir farkımız yok. Bizden önceki oluşumlar diaspora adına ve Abhazya için çok önemli işler yaptı. Yapmaya devam ediyorlar. Yapılan tüm güzel çalışmalarla bütün Abhazlar gibi biz de büyük gurur duyuyoruz. Yeni oluşumun kurucular ve yönetim kurulu üyeleri de bu çalışmalara geçmişte münferiden ve doğrudan ya da dolaylı olarak katkılar sundular. Biz mevcut oluşumların alternatifi ya da rakibi değil paydaşıyız. Abhaz İş İnsanları Derneği’ne üyelik hem katılımcılar hem de ait olduğumuz toplum adına önemli kazanımlar getirecek beraberinde. Bu kazanımların spesifik olarak hangi alanlarda gözlemleneceğini web sayfamızdaki çalışma gruplarına ait detaylarda görmek mümkün. 16 Ekim Pazar günü saat 10.00’da İstanbul’da gerçekleştireceğimiz tanıtım kahvaltısında da bu kazanım alanlarının üzerinde duracağız.
Web sayfamızın teknik tasarım özellikleri nedeniyle çalışma gruplarında yer almak isteyen arkadaşlarımızın üyelik sürecini tamamlamış olması gerekiyor. Çalışma grupları aynı zamanda anlık iletişim platformları üzerinden de iletişim kurabiliyor ve bir araya gelebiliyor. Üyelik sürecini tamamlamadan çalışma gruplarına katkı sunmak isteyen arkadaşlarımız bu iletişim platformları aracılığıyla da çalışma gruplarımızın bir parçası olabilirler. Yine de tercihimiz tüm çalışma grubu katılımcılarının aynı zamanda dernek üyemiz de olması. Biz hiç bir yetkinliği olmayan bir Abhaz genci düşünemiyoruz. Bütün gençlerimizin bilinen veya bilinmeyen yetkinlikleri olduğuna inanıyoruz.
İlk genel kurulumuza kadar hiç bir üyemizden maddi bir katkı beklentisi içinde değiliz. Şu an devam eden tüm çalışmalar kurucular kurulu üyelerimizin sponsorluğunda sürdürülüyor. Genel kurul sonrası için bir üyelik aidatı uygulaması söz konusu olacak ancak şu an henüz aidat miktarı belirlemiş değiliz. Yapmayı düşündüğümüz şeylerin aidatlar veya bağışlar üzerinden gerçekleştirilebilmesinin çok mümkün olmadığını biliyoruz. Aidat ve bağış dışında getiriler oluşturabilmek için çalışıyoruz.
Çalışma grupları tam anlamıyla amatör bir ruhla ve gönüllülük temelinde oluşturuldu, öyle işlemeye devam edecek. Bununla birlikte, önem verdiğimiz çalışma gruplarından biri olan girişimcilik alanında yatırımlar yapabilmeyi umuyoruz.
Gençlerimiz ve kadınlarımız önceliğimiz. Tüzüğümüzde tüm dernek kurullarının en az % 50 oranında kadınlarımızadan ve gençlerimizden oluşturulması yönünde bir madde var. Yönetim kurulumuzun bundan sonraki Abhaz İİD başkanının bir Abhaz kadını olması yönünde prensip kararı var. Biz orta vadede bu oluşumu gençlerimizin ellerine bırakmayı amaçlıyoruz. Gençlerimizin ve kadınlarımızın gücüne, yaratıcılığına inanıyoruz. Eğitim & Kariyer çalışma grubumuz doğrudan gençlerimize yönelik bir alan. Girişimcilik çalışma grubumuz da öyle. Gençlerimize kariyer planlaması, koçluk, mentörlük programlarıyla destek vermek, onları geleceğe hazırlamak istiyoruz.Önümüzdeki yıl devreye almayı planladığımız burs programının taslak metni hazır. Tecathon etkinliğinden sonra ilk işimiz bu programa son halini vermek. Bunlarla birlikte ikinci fazda web sayfamızda Abhaz iş insanlarını, istihdam yaratan ve iş arayan soydaşlarımızı biraraya getirebileceğimiz bir platform oluşturmanın çabası içerisinde olacağız.
Abhaz İş İnsanları Derneği’nin bu hafta sonu, 16 Ekim 2022 Pazar günü saat 10.00’da İstanbul Nakkaştepe Bridge Restaurant’da gerçekleştireceği kahvaltı ve tanıtım toplantısından sonraki etkinliği İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Atlas Space paydaşlığında 21 -22 Ekim 2022 tarihlerinde santral İstanbul kampüsünde gerçekleştirilecek olan “Techathon: Hack The Verse”etkinliği. Dijital oyun teknolojileri dünyasının en büyük oyuncusu olan Unity Technologies şirketinin başkan yardımcılığını da yapmış olan Arıtba Ulaş Karademir’in konuşmacı olarak katılacağı ve gençleri Blockchain tabanlı oyun ekonomisine taşımayı hedefleyen etkinliğinde oyun teknolojilerinin, fikirlerin ve iş modellerinin geleceğine hevesli ve meraklı programcılar, geliştiriciler, yaratıcılar ve tasarımcılar 2 gün sürecek Techaton kapsamında oyun tasarımcıları ve ilham verici konuşmacılarla bir araya gelecek.
Bu etkinlik yönetim kurulu üyemiz Hırpsipha Şehnaz Ünügür Öncül’ün gençlerimizle yarattığı büyük sinerjinin sonucu. Sanıyorum bu durum kadınlarımıza ve gençlerimize niye bu kadar önem atfettiğimizin de en anlamlı açıklaması.
İçinde barındırdığı isimlerden dolayı kişisel heyecanımı katlayan bu derneğin işlerinin takipçisi olacağımı da söyleyerek bizlere zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.
Muhabir: Ömer Lakun